2 Nisan 2008 Çarşamba

Herkes haddini bilsin!

Bu yazının altına kısa veya uzun bir yorumda siz düşün. Yeterince yorum olunca NTV'ye bu adresi haber verir gereğinin yapılmasını arz ederiz. Ekrandan ülke insanına akılsızca hakaretler yağdıran kendini bilmezlere hadlerini bildirmiş oluruz.

Aysun Kayacı hakkında ne dediler?

Nasıl dağdaki çobanın oyu seninkiyle eşitse, senin oyun da benimkiyle eşit Sevgili Aysun! N’apalım, demokrasi böyle bi’şey...

A. Selim TUNCER

...“dağdaki çoban”ın yargıları, kendisini küçümseyen, “ayak takımı” diye aşağılayan seçkinlerin görüşlerinden çok daha isabetli olabilir. Bakın bir örnek vereyim: Bu ülkede Kürt vatandaşlara onyıllar boyu büyük bir haksızlık yapıldı: Dillleri yasaklandı, kültürleri aşağılandı. Bu durum “Beyaz Türkler”in umurunda olmadığı gibi, çoğu, “devlet ideolojisi”ne alkış tutup, “görelim Cumhuriyet neyler, neylerse güzel eyler” dedi. Hala da diyorlar. Ama eğer “dağdaki çobana” sorulsaydı, “Kürtleri dipçik zoruyla Türkleştirecekler, ne dersin” diye, “yapmayın beyim, yazıktır, günahtır, onları da Allah öyle yaratmıştır” diyebilirdi. Kendisini aşağılayanlardan daha az “okumuş” olmasına rağmen, onlardan daha farklı (ve bence daha iyi) değerlere sahip olduğu için.

Mustafa AKYOL

Perşembe akşamı NTV'de bir program vardı. Dört tane kadının, hanımın yaptığı program. Orada bir tane hanım oturuyor. Herkes normal giyim kuşamıyla oturuyor. Bir tane de manken ya da şarkıcı olabilir, öyle bir hanım oturuyor. Diğerleri konuşuyor, kameralar boyuna onu gösteriyor. Ne yapıyor bu kadın diye bakıyordum, dikkatimi çekmişti. Üstünü, başını gösteriyorlar. Sağdan, soldan gösteriyorlar. Kadın susuyor. Sonra baktım o kadın başladı konuşmaya. Kadın diyorum, mahluk diyorum. Hepiniz gördünüz seyrettiniz. Basın mensupları da biliyorlar. Ne diyor kadın; `Ayak takımının iktidara getirdiği AKP' diye bahsediyor utanmadan..

İsmail KATMERCİ
Ak Parti İzmir Milletvekili

arkdaşlar bence de aysun kayacı özünde haklıdır ve doğru düşünmüştür fakat deyiş şekli yanlıştır ama yinede deyiş şeklinde genel olarak çobanları değil vergi vermeyen oyunu satan insanları kastetmiştir fakat çoban kelimesini kullanması yanlış olmuş keşke belli bir sınıfa sokmasaydı bu açıklamasında insanları ama soruyorum kemalist bir insanın oyuyla vatan haini bölücülerin,dincilerin,satılımışların oyu hiç bir olabilir mi ? aysun kayacı keşke açıklamasında böyle ifade etseydi daha yerinde olurdu

Suskun Atatürkçü

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel kadın ama akılsız. Bence NTV bunu bir daha o programa çıkarmasın.

Adsız dedi ki...

Bu kadının kendi çabaları ile bu yargıya ulaştığına inanmıyorum. Bunu başarabileceğine inanmıyorum. Belli ki söylettirenler var. Zaten bunu daha önce de dile getirenler oldu. Onun için aslında sözüm söylettirenlere:
Bu ülkede sizden farklı düşünenleri "YOK ETMEK" için darbeye yeltendiniz olmadı, mutıraya kalkıştınız tutmadı, mahkum etmeye çalıştınız bitmedi, şimdi de onları ikinci sınıf vatandaş yapalım git gide çoğalan bu kitleyi kontrol etmeye devam edelim düşüncelerindesiniz. Türkiye artık eski Türkiye değil "DİNAZORLAR" bunu anlamak üzeresiniz (anlama fiilini yerine getirirken böyle anlamsız sesler çıkardığınıza eminim) ve bunlarda sizin hezeyanlarınız.. Çoban Kamil Sönmez

Adsız dedi ki...

Demokrasi böyle bir şey işte;zamanla bazı koyunlar da me'leyip çobanını şikayet edebiliyor.

Adsız dedi ki...

Alın işte, sadece güzelliğinden dolayı tv'lerde boy gösteren bu kız yozlaşmanın belgeli isbatı. Cahilliği mi? O önemli değil canım.
Ben zaten dediklerine değil memişlerine bakıyodum :)

burak dedi ki...

Arkadaşlar Aysun Kayacı kim? Bizim için önemli biri mi? Hayır, onun söylediklerinin bizim için bir önemi var mı? Yok. Benim için önemli olan NTV idi. Bu programı bu ''kişilerle'' yapmak gerçekten hataydı. Sadece Aysun kayacı değil. Çiğdem Anad'ın mantığına bakın: ''AKP %47 oy aldı, Akp ye oy vermeyenler de halk oylaması olursa türbana hayır desinler'' dedi. Sanki başörtüsü sorununun çözümünü isteyenler sadece akp ye oy verenlerden ibaretmiş gibi. Bu mantıkla düşünen bir insan NTV gibi seçkin (ki bana göre artık öyle değil) bir kanalda program sunuculuğu yapıyor ve aydın olarak gösteriliyor. Benim oyum da bu programı sunan insanlarla eşit ve ben şikayet etmiyorum. Medya siyasetini de kaale almıyorum.

Adsız dedi ki...

aysun kayacı ile aynı fikirde olmayabiliriz. Ama bazı eleştiriler hakkaten eleştri boyutunu aşıyor. Örneğim, akp milletvekilinin yorumunu çok yakışıksız buldum. Doğru, kayacı'nın fikri son derece absurd, hiç demokratik değil; ama yine aynı demokrasinin gereği herkes fikrini ifade etme hakına sahiptir..

sap ile samanı karıştırmayalım..

saygılar..

u.b.

Adsız dedi ki...

UçanBalık Bey,

Sizi anlıyorum. Fakat ülke halkının %47'sine "ayak takımı" demek hakaretin de ötesinde çok tuhaf bir davranış. Bunun üzerine bir milletvekili bu kadına mahluk demiş, öbürü civciv demiş. Az bile demişler bence.

Adsız dedi ki...

Ahmet Hakan'ın köşe yazısından
ilgili bölüm:

MANKEN Aysun Kayacı kızımız, "Dağdaki çobanla benim oyum eşit... Böyle şey olur mu?" demiş...

Bence Aysun kızımız, bu saptamasıyla kendi açısından hiç de iyi sonuç vermeyecek bir tartışmanın fitilini ateşlemiş oldu...

Şöyle ki:

"Dağdaki çobanla benim oyum eşit... Böyle şey olur mu?" diyen Aysun’a, birileri de kalkıp, "Benim oyum ile Aysun Kayacı’nın oyu eşit... Böyle şey olur mu?" diyebilir...

Bu işin sonunda Aysun’un, "Söyle bakalım Aysun... Cumhuriyet ne zaman kuruldu?" tarzında manken avlayan sorulara muhatap olması ve kendisini kanıtlaması gerekebilir ki neresinden baksanız tatsız...

Aysun’un yaptığı ikinci hata ise, bugünkü iktidara oy verenlere "ayak takımı" demesidir...

Bence bu tür saldırılar da Aysun’un aleyhine dönebilecek niteliktedir...

Düşünün...

Bugünkü iktidara oy verenler içinden lafını sakınmazın teki çıkıp da Aysun’a, "Biz ayak takımı isek, sen de bacak takımındansın" falan diye münasebetsiz bir laf etse ne olacak?

Adsız dedi ki...

Bu kadın ya ne dediğini bilmiyor düşünmeden konuşuyor ki böyle bir durumda bu kanalda bu denli sohbetlerin içinde neişi var sorusu akla geliyor, yada hakkatende ne söylediğini biliyor da söylüyor veya söylettiriliyor, böyle bir durumdada ntv nin bu ayrımcılık ve bölücülük kokan sözlerde büyük bir payı olduğunu düşünmek içten bile değil. NTV bu bayanı kovmalı yoksa bu türden bir davranışı kabul ederek bir bakıma bu sözleri desteklediği anlaşılıyor. Benim aklımada bu bayanın söylediklerine istinaden şu soru geldi şimdi. Yıllarca mühendislik eğitimi alan biri olarak şimdi bu sefer ben Aysun Kayacı ya soruyorum "Acaba bir mühendis olarak benim oyum senle bir mi olacak ".Eğer öyle değilse ki sana göre değil şunu bil; Bu ülkede hiç bir mühendis,doktor ,işçi ,milletvekilli vs. senin kazandığın kadar kolay para kazanmıyor....Yazık yazık. Yani bu ülkeye ne verdin de veya ne olduda kendi oyunun bu kadar diğer insanlara göre değerli olduğunu düşünüyorsun.Sen vergiyi sadaka mı veriyorsun bu ülkeye.Kendi yükümlü olduğun miktarı veriyorsun. Herkes kendi yüklendiği ölçüde vergi verir bu ülkeye.Yani başkalarına göre fazla verdiğin vergi zaten seni o beğenmediğin çobanın verdiği vergiyle adalet ölçüsünde eşitliyor.Tabi galiba sen bunu da bilmiyorsun. Anlaşılan ağzı olan konuşuyor lafı bir kimseye ancak bu kadar yakışabilir, bunuda tekrar aysun hanım sayesinde tecrübe etmiş olduk. Kendisine teşekkür ederiz

Adsız dedi ki...

bu kadının işi belli o kendi işini yapsın bence....

Adsız dedi ki...

müjde ar a sevgilerimi iletiyorum.ama adını bile anmak istemediğim kadını şiddetle kınıyorum ülkesini sevmeyen ve miniminnacık beyninde ülke adına alakasız bilgiler biriktirmiş.pınar hanımıda o küçük insancığında o platformda olmasına karşıyım bunun için ne gerekiyorsa izleyeci olarak yapmaya hazırım

yaLnizkentLi dedi ki...

Eee bizim dağdaki çobanlarımız insalarımız koyunun etini butunu sütünü yoğurdunu satar aysun kayacıı isee bu alemde kendini medyada pazarlar. Tabi onun oyuyla bizim çobanlarımızın oyu bir olmaz.
aysun kayacıyı savunan kücük beyinler oo beyinsiz kafanıza sunu yazınki bu ülke insanı üzerinden kimse kumar oynayamaz. Gitsin oo medyanın maymun ipine tutunsun..

yaLnizkentLi dedi ki...

Eee bizim dağdaki çobanlarımız insalarımız koyunun etini butunu sütünü yoğurdunu satar aysun kayacıı isee bu alemde kendini medyada pazarlar. Tabi onun oyuyla bizim çobanlarımızın oyu bir olmaz.
aysun kayacıyı savunan kücük beyinler oo beyinsiz kafanıza sunu yazınki bu ülke insanı üzerinden kimse kumar oynayamaz. Gitsin oo medyanın maymun ipine tutunsun..

Hubbez dedi ki...

Aysun Kayacı kızımız görüntüsü ile ilgi çekerek hayatını idame etme kariyerinin dışına çıkarak bir dizi ifadelerle gündeme oturdu.

Bir dizi ifadeler diyorum, tek bir cümlelik ifadesi varmış gibi gösterilmekte.

“Bakın, biraz garip gelecek, kalıpsal hatta saçma da gelebilir ama dağdaki çoban ile benim oyum nasıl oluyor da aynı oluyor”

...şeklinde bir laf ediyor.

Bu cümlenin sözlük anlamı itibarı ile en ufak bir mantığı, akılcılığı yoktur.

Ama mecazi bir anlamı vardır.

Burada "NASIL OLUYORDA BİR OLUYOR"

...deyişi BİR ADET OY manasına gelmiyor.

Nitekim, sonrasında da, bu beceriksizce edilmiş ve oldukça gereksiz gibi duran cümlenin altını başlıyor beter beceriksiz cümlelerle doldurmaya ve haberlere, başlıklara, gündeme düşen şu lafı ediyor.

“AKP ayak takımının hükümetidir.”

Bu ciddi bir tespittir.

Pekiiiii, bundan önceki hükümetler için ne diyeceksiniz?

Açıp hükümetlere bakacaksnız…

...Özal hükümeti, ki bu bir 12 Eylül sonrası hükümetiydi, bu hükümet haricindeki diğer hükümetlerin durumuna bakmalısınız.

Tamamı koalisyon.

Eğer Aysun Kayacı’nın dediği önerme doğru ise ve toplumda bir ayak takımı var ise, ki ayak takımı olmayan toplum yoktur, bunların da birer oyları olduğuna göre mecliste temsil ediliyorlardı...

...öyle değil mi?

Şu parti ayak takımının partiisi, bu parti bacak takımının partisi, şu parti de göğüs yukarısı partisi demek amacı ile partiler arası bir tespit yapmak için yazmıyorum.

Burada halk içindeki bir kesime karşı yöneltilen bir sıfat var.

Aysun Kayacı devam ediyor;

Gecekondu yapanlar, kaçak elektrik kullananlar, vergi vermeyenler, kazanmadan harcayanlar, durduk yerde para kazananlar ile nasıl oluyor da benim oyum bir oluyor

...diyor…

...etrafında oturan kadınlardan bir tanesi bu kızın ne dediğinden ziyade ne demek istediğine bakıyor.

Kalanı anlayamıyor ya da populizm adına anlamazdan geliyorlar.

Aysun Kayacı nın cümleleri sözlük anlamı itibarı ile ele alındığında ortaya kaotik bir durum çıkıyor ve hani tabiri caiz ise kız resmen batıyor…

...ama, bu kızın bu işin erbabı olmadığını bilerek ne söylediğinden ziyade ne söylemek istediğini anlamaya çalışır anlarsanız, kız, bir çok popüler kişinin populizm adına yuttuklarını, söyleyemediklerini bir tek cümleye sığdırıyor.

Aysun Kayacı “ben bu bahsettiğim kişilerle aynı caddede, aynı şehirde aynı mekanlarda yaşıyorum bu adil değil”

...diyor.

Haklıdır.

Bugün arazi çeviren, gece kondu yapan, kaçak olarak mal mülk sahibi olan, vergi kaçırarak kazancını haksız yollarla cebine koyan, mazlumu oynayan milyonlarca kişi çeşitli aflardan ve kıyaklardan yararlanarak zengin oldular.

Bakınız buraya dikkat ediniz;

“Affedildiler” demiyorum.

“Zengin oldular.”

Bunlar artık çalışan kazanan didinenlerle aynı ortamlardalar, aynı mekanlardalar, aynı giyinip, aynı görünüyorlar.

Çevirdikleri arazilerde, gecekondularda bundan on sene evvel aynı tuvalete beş hane olarak sıçanlar şu anda o arazilerin yanından geçen yol, otoyol nedenli değerlenen arazileri satarak, dikilen sitelere, iş hanlarına ortak olarak milyoner oldular.

Çalışmadan!

Bunlarda, yani çalışmadan bir anda zengin olanların bir anda sahip oldukları başka özellikler de var.

Bir memurun, bir bürokratın dörtte birden az süre çalışarak onlardan binlerce kat gelir elde etmesi olayının yanında gelen bu özellikler ilkesizlik, umursamazlık, erdemsizlik, onursuzluk, yalakalık, ecazet ve avantacılıktır.

Hayatının hiç bir döneminde rasyonel, akılcı, çalışkan ve çağdaş olmasının bir kazancını ve getirisini görmemiştir. Aynı kenefe sıçmayı bir ezilmişlik, kaçak arazi çevirmeyi bir hak, gecekonduyu da kader olarak gören bu adam cebine giren milyonlar ile nasıl bir yaratığa dönüşebilir artık düşünün ve bana burada en az elli örnek saydırmayınız.

Gözünüzün önünde canlanamıyor ise siz de o ayakçı takımındansınız demektir.

Kafa aynı kafa ama villada oturuyor, altında Mercedes, yüzmediği ama içine atladığı bir yüzme havuzu, kirasını yediği onlarca bina…

...hayatın zorluğundan bahsederken, çalışarak zorlukları yenmekten değil, kader kurbanı olmaktan ve Allahın yürü ya kulum demesi olarak açıklayanlardır bunlar.

İşte bahsedilen ayak takımı bunlardır.

Ve bunların sayısı o kadar çok arrtı ki, kendi iktidarlarını bile yaratabildiler.

Önceki dönemlerde koalisyonun bir parçası iken şimdi çoğunluğuna sahipler.

“Ayak takımı” bu durumda bir hakaret değil, bir tespittir.

Bir gerçektir.

Bahsedilen, her türlü kanun dışı yoldan rant elde ederek, çalışmadan, didinmeden bir noktaya gelenlerdir. Aysun Kayacı nın da yüzüne gözüne bulaştırarak anlatmaya çalıştığı işte bu kesimdir ve kesim ayak takımıdır.

Kısacası TC nin son 40 senede kıyakçı siyasilerinin yarattığı kesimdir.

Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır derler ya…

...her daim doğrudur.

Dahası var;

Şu bizim anlı şanlı devlet böyyüğümüz milletvekillerinin oy cambazlıkları.

Şu açıdan bakarsanız Aysu Kayacının önermesi daha da anlam kazanmakta.

Bu arada araya sıkıştırayım, milletvekiline “devlet böyyüğü” demek de bir ayak takımı ifadesidir, not ediniz. Hayır efendim bunu yöresel aksan nedenli, yani büyük yerine böyyük denmesinden çıkarmış değilim. Milletveklili devlet büyüğü değil, aksine halkın vekili, tabiri de caiz ise, neferidir.

Yani patron halk, onu temsil eden nefer de vekildir.

Bu vekillerin ve bakanların önünde çişi gelmiş de pipisini sıkarak altına kaçırmamaya gayret eder gibi, hafifçe öne eğik, baş otuz derece sağa yatık, elleri önde kavuşmuş olarak duran birini görürseniz aha o ayak takımındandır.

Şimdiiii, bu millet vekillerinin hayatında hiç bulunmadığı halde, farklı illlerden, bölgelerden seçimlere girerek o insanları temsil edecekmiş gibi yaparak alakasız bir yol izleyerek kendilerini seçtirme manevralarını bilmeyen kaldı mı?

Bugün metropol, büyükşehir bölgelerinden gelecek oy sahiplerinin oyların sayısı ve bu oylar için segilenecek milletvekili duruşu ile kırsal kesimden gelecek oy sayısı ile bu kesim için milletvekilinin duruşu bir midir?

Demek dağdaki çobanın oyu ile şehirdeki profesörün oyu bir değil. Oy için bakılan kriterler de bir değil, oyun alınması için yapılanlar da bir değil.

Olsaydı bu manevralar olmazdı.

Bir de bu gerçeklerin gözlüğünü takıp Aysun Kayacı’nın önermelerine bakmaya çalışırsanız, kızımızın, bölük pörçük olsa da nasıl bir tespitte bulunduğuna dair perspektif genişliği olan manzarayı daha net tespit etmiş ve görmüş olursunuz.